İnstagram hesabım üzerinden beni takip edebilirsiniz. Tık Tık
kitap yorumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap yorumu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Mayıs 2017 Salı
18 Nisan 2017 Salı
Mart Ayında Okuduklarım
23 Mart 2017 Perşembe
Şubat Ayında Okuduklarım
Herkese merhabaaa!!!
Şubat ayında güzel kitaplar okudum. 1 çizgi roman, 2 manga ve 7 kitap okudum.
Şubat ayında güzel kitaplar okudum. 1 çizgi roman, 2 manga ve 7 kitap okudum.
İnstagram hesabım üzerinden beni takip edebilirsiniz. Tık Tık
Etiketler:
book,
Çizgi Roman,
Kitap,
kitap yorumu,
Manga
9 Şubat 2017 Perşembe
Ocak Ayında Okuduklarım
Herkese merhabaaa!!!
Ocak ayında güzel kitaplar okudum. 2 çizgi roman, 2 manga ve 6 kitap okudum.
İnstagram hesabım üzerinden beni takip edebilirsiniz. Tık Tık
Bilge Adamın Korkusu; devamı ne zaman çıkacak? Yine kafamdaki birçok soru cevapsız kaldı. 3. kitap için sabırsızlıkla bekliyorum. Harika bir seri, henüz başlamadıysanız acilen okumaya başlayın.
Ocak ayında güzel kitaplar okudum. 2 çizgi roman, 2 manga ve 6 kitap okudum.
İnstagram hesabım üzerinden beni takip edebilirsiniz. Tık Tık
Bilge Adamın Korkusu; devamı ne zaman çıkacak? Yine kafamdaki birçok soru cevapsız kaldı. 3. kitap için sabırsızlıkla bekliyorum. Harika bir seri, henüz başlamadıysanız acilen okumaya başlayın.
Etiketler:
book,
Çizgi Roman,
Kitap,
kitap yorumu,
Manga
25 Ocak 2017 Çarşamba
Hirunaka no Ryuusei
Tür: Komedi, Romantik, Okul, Shoujo
Bölüm Sayısı: 86
Yayın Tarihi: 2 Mayıs 2011 - 5 Kasım 2014
Durum: Tamamlandı
Manga-ka: Yamamori Mika
Diğer adı: Daytime Shooting Star
Bölüm Sayısı: 86
Yayın Tarihi: 2 Mayıs 2011 - 5 Kasım 2014
Durum: Tamamlandı
Manga-ka: Yamamori Mika
Diğer adı: Daytime Shooting Star
Etiketler:
book,
Hirunaka no Ryuusei,
Kitap,
kitap yorumu,
Manga
30 Mayıs 2016 Pazartesi
Mucize - R.J. Palacio / Kitap Yorumu
Etiketler:
book,
J.R. Palacio,
Kitap,
kitap yorumu,
Mucize,
Pegasus Yayınları,
Roman,
Wonder
20 Nisan 2016 Çarşamba
Tesadüf - Jamie McGuire / Kitap Yorumu
Kitap: Tesadüf
Yazar: Jamie McGuire
Goodreads Puanı: 3.85
"#1 New York Times Çoksatan yazarı Jamie McGuire'dan bağımlılık yaratıcı yepyeni bir hikâye...
Erin Easter, Blackwell Lisesi'ndeki üç Erin'den biriydi; bu üç kız sadece isimlerini değil doğum tarihlerini de paylaşıyorlardı. İlgisiz, tek bir ebeveyn tarafından büyütülen Erin Easter, Weston Gates'e uzaktan uzağa hayranlık duyuyordu. Erin A. ve Erin M. kasabanın iki sevilen kızıydı: Kasabanın en zengin iki ailesinin kızları, en yakın arkadaşlar, ponpon kızlar ve Erin Easter'ın olamadığı diğer her şeylerdi; ve Erin Easter'ın bunu unutmasına da asla izin vermiyorlardı.
Weston Gates sevilen bir sporcuydu ve iki başarılı avukatın oğluydu. Soyadının gerektirdiği hayatı yaşamak için kendi arzularından vazgeçmiş, günlerini soyadının baskısı altında geçiriyor ve gizliden gizliye Erin Easter'a ilgi gösteriyordu; onun daha farklı bir hayat yaşaması gerektiğine inanıyordu. Ve sekizinci sınıftan beri Erin A. ile çıkıyordu. Bir tesadüf eseri akşamları Erin Easter ile takılmaya başladıktan sonra kendi gelecek hayallerine ve duygularına sahip çıkma cesaretini göstermeye başlamasıyla işler kendisi ve Erin Easter için değişmeye başlamıştı.
Fakat şoke edici bir trajedi küçük kasabayı sarstığında Erin Easter'ın hayatı mümkün olan en iyi şekilde altüst oldu. Peki, ya hayallerine kavuşmak sandığı kadar basit değilse, ya bildiği hayat çok daha karmaşık hale gelirse?
Tesadüf, yüreğinizi ısıtıyor ve kısa bir novella olsa da Jamie McGuire'ın yazım tarzını neden sevdiğimizi bir kez daha hatırlatıyor. Çok az kelimeyle çok şey anlatıyor ve ben bunun her bir kısmını çok seviyorum.
-Yara, Once Upon a Twilight-
(Tanıtım Bülteninden)"
Aslında her şey tanıtım yazısında anlatılmış. Kitap kısacık ama bizi şaşırtıcı bir sonla etkiliyor. Jamie'nin yazım tarzını seviyorum. Her zaman akıcı ve okuyucusunu şaşırtan kitaplara imza atıyor. Bu novella'da olduğu gibi. Gelişen bazı olaylar sonucu değişen hayatlar ve bunun sonucunda başlayan yepyeni yaşamlar diyerek kitabı kısaca özetleyebiliriz aslında spoiler vermeden.
Kitap kısacık dediğim gibi '152 sayfa', 2 - 2,5 saat gibi bir zamanda hemen okuyup bitirdim. Okurken hem sevdim , hem şaşırdım, hem de çok üzüldüm. Çünkü hemen bitti. :( Ama yinede akılda kalıcı tatlı bir hikayeye tanıklık etmiş oldum. Bence kitabın filmi çekilse çok hoş olabilir. Yapımcılara burdan sesleniyorum. :)
28 Ocak 2016 Perşembe
So Ji Sub'un Yolu - Kitap Yorumu
"Gökyüzü, deniz, kuşlar, adını bile bilmediğimiz çiçek ve bitkiler...
Bir de sessiz So Ji Sub'un anlattığı gönülleri ısıtan hikâyeler…
Hayranlarına her gün 'Sizleri seviyorum', 'Ben çok mutluyum' diyen,
ancak gülümsemesinden ziyade, sessizliğine daha aşina olduğumuz,
Kendini ifade etmektense başkalarına kulak vermeyi tercih eden,
İstediği şeyleri söylemektense utangaç bir gülümsemeyle cevap vermeyi yeğleyen, SO Jİ SUB.
Şimdi onun anlattığı hikâyeleri dinliyoruz..." (Tanıtım Bülteni)
Kitabın çıkacağını duyar duymaz almıştım kitabı fakat 9 gün kargo beklemek kitaba olan ilgimi azalttı. Bu sebeple oturup tam anlamıyla incelemem biraz zaman aldı. So Ji Sub bizim "I'm Sorry, I Love You"daki serseri Ahjushimiz. Oynadığı her karakterde kendine hayran bırakan ve ağlamanın en çok yakıştığı aktörlerde biri.
So Ji'nin iç dünyasında neler oluyor diye merak eden herkesin ilgisini çekecek bir kitap olmuş. Kitabın baskı kalitesi harika. Tam bir fotoğraf albümü gibi. Fotoğrafların hepsi bir birinden güzel. Yanlara iliştirilmiş kısa hikayeler ve sözler fotoğraflara ayrı bir anlam katmış. Yazılar çok samimi ve etkileyici. Kitapta dizilerde veya Kore'yi tanıtan programlar görmediğimiz mekanlar ve yerler çok güzel anlatılmış. Kitabı okudukça So Ji'nin gözünden kısa bir Güney Kore turu yapmış oluyorsunuz. İnsanın içinde hemen gidip oraları gezip görme hissi uyandırıyor. ^^
Sen yaşlanmıyorsun So Ji'cim neredeyse her gün yeni bir grubun çıkış yaptığı Kpop dünyasını takip etmek bizim için bile iyice zorlaştı. Kitapta Beast'in adını görmekte çok hoşuma gitti doğrusu.
So Ji'nin Hip Hop sevgisini bilmeyen yoktur. Kitapta Tiger JK ile olan arkadaşlağından ve anlattıklarından buna bir kez daha şahit oluyoruz. Ben bu zamana kadar pek dikkat etmemiştim ama cidden yan yana geldiklerinde benziyorlarmış.
Yıllar önce Türkiye'de Koreli bir aktörün kitabının çıkması bir rüya iken şuan gerçek olması beni hem çok şaşırtıyor hemde çok mutlu ediyor. Umarım böyle gelişmeler olmaya devam eder ve biz fanlar da artık tam anlamıyla fanlığımızı doya doya yaşabiliriz. Dilerim bu kitap çoook satar ve So Ji Sub imza için buraya gelir. ;)
So Ji'nin bir kaç şarkısını paylaşmadan olmaz tabi..
소지섭 (SO JI SUB) - 18 Years (Feat. 샛별) (18 Years (Feat. Saetbyul)) MV
소지섭 (SO JI SUB) - 콜라병 BABY (Feat. SOUL DIVE) (Prod. DJ JUICE) MV
22 Aralık 2015 Salı
Eleanor & Park / Rainbow Rowell - Kitap Yorumu
Kitap: Eleanor & Park
Yazar: Rainbow Rowelll
Tür: Young Adult Fiction
Goodreads Puanı: 4.15
İki uyumsuz insan Sıradışı bir aşk
EleanorKızıl saçlar, tuhaf giysiler. Park başını çevirene kadar onun arkasında duran; o uyanana kadar yanında uzanan; diğer herkesi daha soluk, daha sıradan ve yetersiz gösteren… Eleanor.
ParkBir şarkıyı ona dinletmeden Eleanor'un seveceğini bilen; o sonunu anlatmadan esprilerine gülen; göğsünde, tam boğazının altında, Eleanor'u ona verdiği sözleri tutmaya itecek bir yere sahip olan… Park. İlk aşkın sonsuza dek sürmeyeceğini bilecek kadar zeki ama bunu deneyecek kadar cesur ve umutsuz, on altı yaşındaki iki talihsiz âşığın bir okul yılı boyunca süren hikâyesi. Eleanor, Park'la karşılaştığında siz de ilk aşkınızı ve nasıl da büyülendiğinizi hatırlayacaksınız...(Tanıtım Bülteni)
Aldığı Ödüller;
2014 Michael L. Printz - Gençlik Edebiyatı Onur Ödülü
Boston Globe-Horn Book - 2013'ün En İyi Kitabı Ödülü
Publishers Weekly - 2013'ün En İyi Gençlik Kitabı Ödülü
New York Times Book Review - 2013'ün En İyi Gençlik Kitabı
Kirkus Reviews - 2013'ün En İyi Gençlik Kitabı
ABD National Public Radio - 2013'ün En İyi Kitabı
Rainbow Rowell’in
2012 yılında piyasaya çıkan kitabı sonunda Türkçeye çevrildi! Ben de hemen çıkar
çıkmaz kitap fuarından aldım bu güzel kitabı. Daha önce yazarın Fangirl adlı
kitabını okumuştum. Ama Eleanor & Park’ı İngilizce alıp okumaya fırsatım
olmamıştı. Bitmesin diye Altın Oğul ile aynı anda okuyordum aslında. Çünkü iki
kitabı da çok seviyorum ve bitmesinler istiyordum. Ta ki bu sabaha kadar, kalan
son 50 sayfam da bitti. Eleanor & Park’ın güzel ve iç burkan aşk hikayelerine
tanık olma yolcuğum sona erdi.
Kitabı sevmek ve
sevmemek arasında bir yerde duruyorsunuz kitap bittiğinde. Çünkü o kadar sayfa
okuyup da böyle belirsiz bir sonla karşılaşmak bir okuyucu olarak beni başta
üzdü. Ama sonrasında zaman geçtikçe bu kitabın belki de böyle bitmesi asıl
önemli olandır diye düşündüm. Çünkü kitabın ilerleyişi ve yazarın anlatım şekli
bizi o mutlak sona hazırlıyor. Kitabın yıllarca çevrilmesini beklememe değdi mi
dersek, evet değdi. Ben kitabı çok sevdim. İlerde fırsat bulduğum bir gün
tekrar okumak isterim.
Eleanor o kadar güçlü bir karakterki yaşamak zorunda bırakıldığı hayat, fiziksel özellikleriyle dalga geçen çocuklar, üvey babası, annesi hepsine karşı bir mücadele içersinde. Park ise mutlu bir aile tablosu içerinden gözükse de Asya kökenli olmasından ötürü sorunlar yaşamakta. Kitap boyunca bu iki karakterin değişimini ve büyümelerini gözlemliyoruz.
Yazar, Eleanor &
Park’ın aşkını ve duygularını o kadar gerçekçi anlatıyor ki kitapta siz de bu
gerçekliğin içinde onlarla bu aşka şahit oluyorsunuz. İlişkilerinin gelişimi o
kadar yavaş oluyor ki, bu da hikayenin inandırıcılığına büyük bir katkı
sağlıyor. Bu iki uyumsuz karakterin birbirleriyle yakaladıkları uyumun hiç
bitmemesini istiyorsunuz.
Walkmenler, kaset
doldurmalar, permalı saçlar, çizgi romanlarla 80’lerde geçen bir roman aslında.
O dönemleri sevdiğim için kitap bana ayrıca çekici gelmişti. Şimdiki gibi
ulaşımın bu kadar kolay olduğu bir dönemde bir telefonun varlığının veya bir
mektubun gelişinin o dönemlerde ne kadar değerli ve kıymetli olduğunu bir kez
daha anlıyoruz. Kitabın film hakkı satın alınmış ve film senaryosunu da
Rainbow Rowell yazacakmış. Yani birkaç sene içerisinde bu güzel kitabı sinemada
izleyebileceğiz. Eğer kitabı okumadıysanız mutlaka tavsiye ediyorum. Benim 2015 favori kitaplarım arasına girdi bile. ^^
18 Eylül 2015 Cuma
Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları - Haruki Murakami
"Kaderimde tek başına kalmak vardır belki de Haruki Murakami'den kaderinin gizemini çözmek, içindeki iflah olmaz yaranın kaynağına inmek için büyük bir yolculuğa çıkan bir kahramanın romanı. Kendini "renksiz" bilen Tsukuru Tazaki'nin hikâyesi.
İşte o an, Tsukuru nihayet her şeyi kabullenmeyi başarabildi. İnsanların yürekleri arasındaki bağ yalnızca uyum üzerinden oluşmuyordu. Aksine, bir yaradan diğerine daha derin bağlar oluşuyordu. Acı acıyla, kırılganlık kırılganlıkla yürekleri birbirine bağlıyordu. Elemli çığlıklar olmadan suskunluk, kan toprağa akmadan affediş, insanın içini lime lime eden kayıplardan geçmeden kabulleniş mümkün değildi. İşte bu, gerçek uyumun kökünde var olan şeydi. (Tanıtım Bülteninden)"
Haruki Murakami'nin yarattığı 316
sayfalık bu harika masal 1 gün gibi kısa bir sürede bitti. Kitap diğer
kitaplarına nazaran daha basit bir akıcılığa sahipti. Tabi diğer kitaplarında
olduğu gibi yalnız yaşayan bir erkek başkahramanımız vardı.
Tsukuru, kitabın başında ölmek istiyor ve
kitap boyunca neden bu isteği içerisinde taşıdığını bize anlatıyor... Tsukuru,
lise yıllarında 5 kişilik bir arkadaş grubuna sahip bir genç. Hepsinin
soyadlarında bir renk adı geçiyor (kızılçam, kara ova gibi) bir tek Tsukuru
hariç bu sebeple kendini hafiften dışlanmış hissediyor. Üniversiteye
geçtiklerinde de bir tek o yaşadıkları şehir olan Nagoya'da kalmıyor ve Tokyo
Üniversitesine gidiyor. Üniversitenin 2. yılında birden bire Tsukuru
arkadaşları tarafında gruptan aforoz ediliyor. O zaman hissettiği dışlanmışlık
ve kırılganlıktan ötürü bu terk edilişinin sebebini soramıyor. Aradan 16 yıl
geçiyor Tsukuru 36 yaşında başarılı bir mühendis olarak karşımıza çıkıyor. Kız
arkadaşı sayesinde 16 yıl önce açılan yaralarının hala kapanmadığını fark ediyor,
bu yüzden arkadaşlarıyla yüzleşmeye karar veriyor. Böylece biz de Tsukuru'nun
geçmişine bir yolculuğa çıkıyoruz.
Kitabın adının Hac Yılları olması size
dinsel bir anlam gibi gelmiş olabilir fakat öyle bir anlama gelmiyor. Hac
kelimesi, batı edebiyatında daha çok geçmişle yüzleşme anlamını taşıyor. Zaten
kitapta da karakterin geçmişiyle yüzleşmesine şahit oluyoruz. Bir de kitapta
harika müzikler var. Özellikle Franz Liszt’in “Années de Pèlerinage” piyano eserinin “Le mal du pays” (Vatan
Hasreti) bölümü aslında kitabın içeriğine o kadar uyuyor ki. Tsukuru, hem
arkadaşlarıyla olan ayrılığını hem de doğduğu şehre olan özlemini bu eserde buluyor.
Eğer daha önce Murakami okumadıysanız ilk başlangıç olarak bu kitaptan
başlayabilirsiniz. ^^
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)